Vercihan Ziflioğlu
İSTANBUL – Rusya ve Ukrayna arasında patlak veren savaşın ardından on binlerce beyaz yakalı Rus ülkeden ayrıldı. Gitme kararı alanlar genelde Putin iktidarının uyguladığı politikalardan rahatsız olan muhalif kesimdendi.
Batıya ve eski Sovyet cumhuriyetlerine yerleşenler olduğu gibi Türkiye’ye gelenler de oldu. Ağırlıklı olarak İstanbul ve Antalya’ya yerleştiler. Antalya’nın tercih edilmesindeki en önemli etken, önceki yıllarda kimi Rusların kentten emlak satın almış olmasıydı.
Türkiye’yi tercih edenler arasında farklı meslek gruplarından Ruslar olduğu gibi aralarında bilim insanları, yazarlar, senaristler, yönetmenler, akademisyenler de var. Yani aynı zamanda bir ‘beyin göçünden’ bahsetmek pek de yanlış olmaz.
Bahsi geçen kesim Türkiye’de kalmak istese de resmi otoritelerce kendilerine oturum izni verilmedi. Sonuç olarak yetenek vizesiyle başka ülkelere göç ettiler.
Konuyla ilgili olayları ilk günden bu yana haberleştiren ve deyim yerindeyse ‘kriz merkezi’ gibi çalışan gazeteci, yazar ve yönetmen Olga Haldız’la konuştuk.
‘RUSLAR SADECE TÜRKİYE’YE GELMEDİ’
Rusya ve Ukrayna arasında patlak veren savaşın ardından çok sayıda Rus Türkiye’ye yerleşti. Öncelikli olarak bu konudan bahsedebilir miyiz? Türkiye’nin tercih edilmesindeki etken neydi?
Rusların hangi ülkelere hangi oranda gittiğiyle ilgili elimizde istatistiki bir veri yok. Sorunuza şöyle yanıt verebilirim. Türkiye’nin tercih edilmesinde üç etken söz konusu. Bunların başında elbette coğrafi olarak Rusya’ya yakınlığı geliyor. Ayrıca Ruslardan vize istenmiyor.
Bir diğer önemli faktörse yıllardır Türkiye’ye gelip giden çok sayıda Rus var. Dolayısıyla buradaki yaşam hakkında insanlarımız bilgi sahibi. Daha önceki yıllarda Antalya’da emlak satın alan çok sayıda Rus’u da unutmayalım.
Ayrıca Ruslar sadece Türkiye’ye gelmedi, başta Ermenistan, Gürcistan, Kazakistan olmak üzere eski Sovyet cumhuriyetlerine yerleşenler de oldu, Avrupa’ya gidenler de…
‘RUSYA’DAN İKİ DALGA HALİNDE AYRILANLARDAN BAHSEDEBİLİRİZ’
Rusların Türkiye’ye gelişi bir anda olmadı. Putin iktidarından hoşnutsuz olan kesimin savaş öncesinde de ülkeden ayrıldığını biliyoruz. Bize biraz bu konudan bahsetmeniz mümkün mü?
Önemli bir noktaya vurgu yaptınız. İki dalga halinde Rusya’dan ayrılanlardan bahsedebiliriz. Birinci dalga 2022 yılında başladı. İkinci dalgaysa seferberlik ilanının hemen ardından. Kuşkusuz son dalgada göç edenlerin oranı birinci dalgadakine göre daha yüksek. Ülkeden ayrılmayı tercih edenler muhalif kesimdendi.
Rusya’da 2010 yılına kadar protestolara katılmak gayet normal bir durumken sonrasında atmosfer sertleşmeye başladı. Muhalif kesim için işler gitgide zorlaştı.
‘BURAYA GELDİKTEN SONRA İŞLERİ SANILDIĞI KADAR KOLAY OLMADI’
Rusların birbirine bağlı bir halk olduğunu söylemek pek yanlış olmaz. Siz savaşın çıkacağını anladığınızda ve insanlarınızın ülkeden ayrıldığını duyduğunuzda neler düşündünüz?
Büyük bir endişe yaşadığımı söylemeliyim. Seferberliğin ilanıyla birlikte büyük bir felaketin kapıda olduğunu anladım. İnsanlarımız ait olduğu toprakları bırakıp başka ülkelere göç etmek zorunda kaldı.
Kendi adıma konuşmam gerekirse, ben evlendikten sonra Türkiye’ye yerleştim. Şanslıydım çünkü senelere yayılan bir adaptasyon süreci yaşadım. Ayrıca burada bir ailem var. Oysa Rusya’dan ayrılmak zorunda kalan insanların buna fırsatı olmadı.
Gözlemlediğim kadarıyla karmaşık bir ruh hali yaşadılar. Gelenler beyaz yakalı, eğitimli insanlardı, paraları vardı. Fakat hazır para ne kadar dayanır? Dolayısıyla çalışmaya ihtiyaçları vardı. Şu kadarını söyleyebilirim ki buraya geldikten sonra da işleri sanıldığı kadar kolay olmadı.
‘TÜRKİYE REDDETTİ, İNGİLTERE YETENEK VİZESİ VERDİ’
Bizim bilmediğimiz neler yaşandı? Daha doğrusu şöyle soralım Türkiye’ye yerleşmek için gelenler ne tür zorluklarla karşılaştı?
Gelenlerin çoğu burada kalmak isteseler de başka ülkelere göç etmek zorunda kaldılar. Çünkü Aralık 2022’den sonra ikamet tezkereleri yenilenmedi. Oturum taleplerine ret yanıtı geldi. Böyle bir durum daha önce yaşanmamıştı. Gelenlerin hepsi turist vizesiyle ülkeye giriş yapmışlardı. Dolayısıyla çalışma izinleri yoktu.
Gelenler arasında bilim insanları, yönetmenler, yazarlar, senaristler, akademisyenler olduğunu biliyoruz. Türkiye bu insanlara oturum izni verseydi bu bir kazanç olabilir miydi?
Sorunuzu dolaylı olarak şöyle yanıtlayayım. Kanada, İngiltere gibi ülkeler sanatçılara, bilim insanlarına, akademisyenlere vs. özel vize veriyor. Türkiye’deyse farklı göç politikaları var. Mesela başarılı bir yönetmen arkadaşım defalarca oturum için başvurdu. Olumlu yanıt alamayınca İngiltere’ye başvurdu ve yetenek vizesiyle ülkeye kabul edildi. Keşke bahsi geçen insanlara oturum verilseydi, kuşkusuz Türkiye’ye her anlamda katkıları büyük olurdu.
YÜKSELEN KİRALAR: ‘TEPKİYİ DE RUSLARIN HALİNİ DE ANLIYORUM’
Gelelim en sıcak konuya. Türkiye basını aylardır kiraların astronomik olarak yükselmesi konusunda başta Ruslar olmak üzere ülkeye yerleşen yabancıları sorumlu tutuyor. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?
Kuşkusuz kiraların yükselmesi konusunda Rusların etkisi oldu. Rus basınında da bu konudan sıkça bahsedildi. Buraya gelenler yaşayabilecekleri bir ev bulmak adına daha fazla para vermeye hazırdı. Biraz önce de bahsettiğim gibi ağırlıklı olarak paralı kesim geldi. Dolayısıyla talep yükselince fiyatlar da yükseldi. 5 bin liralık bir evi 25 bin liraya kiralayınca piyasa hareketlendi. Türkiye’deki tepkiyi de anlıyorum, Rusların içinde bulunduğu hali de…
Çok sayıda insan Rusya’dan ayrılıyor. Rusya’daki resmi otoriteler tarafından süreç nasıl ele alınıyor?
‘Gitmek isteyen gitsin’ algısı hakim. İktidar yanlısı Rus basınındaysa gidenler ‘hain’ olarak lanse ediliyor. Vladimir Putin geçtiğimiz haftalarda St Petersburg Ekonomik Forumu’nda yaptığı bir konuşmada farklı ülkelere göç eden Rusların ikili ilişkilere katkıda bulunacağını vurguladı. Yaşanan trajediyi pozitif anlamda ele aldı. Açıklamalarını duyduğumda şaşkınlık yaşadığımı söylemeliyim.
‘RUSYA’YA DÖNECEKLERİNİ DÜŞÜNMÜYORUM’
Savaş Rusya’nın lehine dönmüş gibi. 2024 yılında bir ateşkes gündeme gelebilir. Savaşın son bulması durumunda ülkeden ayrılanlar Rusya’ya geri dönerler mi?
Elbette ki her savaş gibi bu da bitecek. Pragmatik açıdan bakmak gerekirse mevcut iktidarın uyguladığı politikalardan hoşnut olmayan kesimin sadece savaş bitti diye geri döneceğini düşünmüyorum. İnsanlar gittikleri ülkelerde kendilerine yaşam kurmaya başladı. Düzenlerini bozup neden geri dönsünler?
Bir gazeteci olarak olaylara profesyonel açıdan yaklaşmış olabilirsiniz. Bildiğimiz kadarıyla siz de sürecin bir parçasısınız ve ilk günden itibaren olayları yakından takip ediyorsunuz. Gazeteci kimliğinizi bir yana bırakırsak, her şeyden önce bir Rus olarak gelişmelerden dolayı neler hissediyorsunuz?
Savaşın çıkacağını duyduğumda büyük bir üzüntü yaşadım. Ben Tolstoy’un memleketinde doğdum. Tolstoy savaş karşıtıydı ben de ideolojik olarak aynı felsefeyi paylaşıyorum.
Telegram’dan Türkiye’ye göç eden Ruslarla sürekli bağlantıdaydım. İlk günlerde deyim yerindeyse tek başıma bir kriz merkezine dönüşmüştüm.
Onlar benim yurttaşlarım ve üzerimde sorumluluk hissediyorum. Maddi olarak yardım etmeye gücüm yetmez ama manevi olarak yapabileceklerimi yapmaya çabalıyorum.
Olga Haldız Kimdir?
Gazeteci, yazar ve yönetmen Olga Haldız, 2017 yılında Moskova Devlet Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi’nden mezun oldu. 2019 yılında senarist ve yönetmen Arseny Gonchukov’un senaryo yazarlığı ve yönetmenlik atölyesine katıldı.
Rusya ve Türkiye’de çeşitli medya kuruluşlarında muhabir ve editör olarak çalıştı. 2023 yılında bir Sovyet gazetecinin gözünden seksenler Türkiye’sini anlatan ‘Muhabir’ isimli romanı Rusça yayımlandı. Kitap hem Türkiye’de hem de Rusya’da satışta.
Hâlâ aktif gazeteciliğe devam eden Haldız kısa filmler ve belgeseller de çekiyor.